Saturday, November 21, 2009

Proton Çarpıştırıcısı

O kadar sıkıldım ki… Çarpıştırsanız da kurtulsak… Protonları… Bilimadamlığını kesinlikle anlamış değilim.. Bilim adına geçen yıllar büyük bir çoğunluk için nerede nasıl geçiyor? Anlaşılır gibi değil. Sözüm meclisten dışarı fakat büyük bir çoğunluk geçen öğrencilik zamanlarında ne yapıyorlar da sonuç proton çarpıştırmaya gidiyor o kısmı benim için bir muamma. Atomu inceliyor, bomba yapıyorlar... Aya gidip, izzeti ikram örnek topluyor, yıllar sonra bombalamaya karar veriyorlar, protonu inceleyip çarpıştırmaya karar veriyorlar.. Benim anladığım kadarıyla durum bilimadamlarına o kadar karışık geliyor ki sonunda sinirleri bozuluyor hepsinin ve hınçlarını inceledikleri şeylerden alıyorlar, biz de bilim sanıyoruz. Tam aksine.

Hani biz sıradan insanlar olarak toprağa bakıp; 'Allah’ım bu nasıl bir şey. Nasıl yarattın?' diye saf saf yüzlerimizde huzur ile şaşkınlıkla karışık sersemlemiş bir ifadeyle kek gibi düşünürüz.. Suya bakarız Allah’ım sen nelere kadirsin gibi duygusal anlar yaşarız ya hani.. Sonra da günlük hayata geri dönüp fatura hesabı yapılmaya başlanılır falan.. Bilimadamlarında bu tip huzurlar vuku bulmuyor ne yazık ki. Allah’ım sen nelere kadirsin biraz anlayalım bakalım diyip sinirleri bozuluyor hepsinin.. Niye bu kadar geriliyorsun arkadaşım? Anlamış değilim. İnsan gibi inceleyip, efendi gibi bulsana sonucunu. Nasıl bir ruh halidir anlaşılır gibi değil. Çok düşünme delirirsin derler, düşüncenin neresinden girildiğine bağlı bence. Bilimadamlarının çoğu hep yanlış yerden düşünmeye başlayıp en iyisi yok edelime götürüyor olayı kanımca. Sonuçta moda insanın kendine yakışanı giymesi değil mi? Çok şüpheleniyorum.

Kesinlikle bilimin karşısında olmadığımı ifade etmek isterim. Ama bu da bilim değil ki. Ya da benim tarafında olacağım bir bilim tarzı değil. Benim tarafım ilgi çekici olmayabilir fakar sonuç ortada. Görünen köye kılavuz istemek anlamsız. Bizim hayranlığımızın bir yere varmadığı çok açık. Bu arkadaşların da bir yere varmak yerine vardıklarını yok etmeye çalıştıkları da aşikar. İyi niyetli olduklarını düşünüyorum düşünüyorum... Optimizmim tükeniyor... Beyaz bir önlük giyip aralarına sızmak istiyorum. Nasıl insanlardır? Ne yaparlar... Bu fikirleri karılarıyla veya kocalarıyla kavga edince falan mı çıkarırlar? Nedir kimdir bunlar? Bu kadar okuyup, formül ezberlenip yok etmeye yönelik fikirler nasıl çıkar? Neden biz geliştikçe her dokunduğumuz şey virütik, hastalıklı ve daha tehlikeli oluyor sevgili ilim bilim insanım?

Sokaktaki sıradan vatandaşa sorsak aynı fikri verir... Patlatalım, kıralım, bölelim... Birisi de protonu çarpıştırmak yerine mesela kuşların yer altına ekmek düşürmesini nasıl engellenir onu düşünse mesela. Ne güzel olur. Ne bulunan bilgi, bilgi. Ne uydurdukları yalan mantıklı. Ne yaptılarsa yine koca makineye ekmek düşmüşlüğüne inanmak durumunda kalıyoruz. Bilimadamı değil, üç yaş yuva çocukları. Böyle giderse ışık hızını da çok kısa bir zamanda keşfedecekler o da bilimadamlarını protonlar kovaladağında, kaçarken bulacakları bir keşif olacak.

No comments: