Thursday, January 17, 2008

Değmeyin Deyimime...

Kendine Müslüman Olmak

Kurulmuş, sinemada vizyona yeni girmiş filmi izliyorsunuz diyelim. Elinizdeki aile boyu patlamış mısırları da arkadaşınızla paylaşmamakta ısrarcısınız. Arkadaşınız bir iki kere size esefle kınayan gözlerle baktıktan sonra dönüp ‘Sen de kendine Müslümansın’ diyebilir… Bencil, her koşulda kendi rahatını koruyan, kollayan kişi için kullanılır. Patlamış mısırları paylaşmayan siz için yani. Müslümanlara mahsus bir deyimdir. Zira bir Katolik diğerine söylerse garip kaçar. Deyim yerinde bir deyimdir. ‘Amma da bencilsin, vay cimri, seni gidi’ gibi gereksiz gerginlik yapacak sözlerden korur arkadaşlığı. Mesajı alan alır. Fakat biraz garip bir deyimdir. Keza kimse başkasına Müslüman değildir. Yani başka dinden doğma sonradan bir başkası için Müslüman olma insan var mıdır? Evlilikten, aşktan bahsetmiyorum. Bir başkasının adına yani. Tarihte, Maria’nın Gonzales’e dönüp sen yanlış yoldasın senin adına Müslüman olacağım dediği bir olay vuku bulmuş mudur? Sanmıyorum. Bulmuşsa da zaten boşuna yazıyorum. Ama yine de bu ilginç deyimi irdelemek gerektiğine inanıyorum. Yine şiir mi yazıyorum, neden sürekli kafiye yapıyorum?

Müslümanlık bütünlük, beraberlik dinidir. Bu durumda bu deyim Müslümanlığın, iç içe yaşayan paylaşımcı bir din olduğu anlamını taşır. Fakat ilginçtir, deyim negatif anlamda kullanılmaktadır. Yani bütünlük beraberlik yaşamayan o kadar çok insan olmuştur ki demek ki böyle bir deyim oluşturulmak zorunda kalmış, günümüze kadar gelmiştir. Sürekli söylenilir durulur. İşin ilginç tarafı kişinin Müslümanlığı kendi adına yaşaması gereğidir. Din, kişinin kendi vicdanıyla yalnız kalmasını gerektiren her şeyden uzak, tüm dayatmalardan ve ısrarlardan arınmış spritüel bir durumdur. Kısaca Allah ile kul arasındadır diyebiliriz. Bu durumda birisinin kendi için Müslüman olması gerekmez mi? O zaman neden bu deyimden böyle garip bir anlam çıkıyor? Niye bu deyim negatif bir anlam içeriyor? Bir süre sonra bu deyim Müslümanlığın kardeşliğine gölge düşürmez mi? Yani bir Müslüman başka bir dinden biriyle bir şey paylaşmaz mı? Ya da biz birer birey olarak yalnız değil miyiz? Birbirimize karışmamız mı gerekiyor sürekli? İlginç değil mi? Bana ilginç geliyor.

Tarih Tekerrürden İbarettir

Bir başka deyim ise tarihin tekerrürden ibaret olması.Yanılmıyorsam haftalık haber dergilerinden bir yazar buna değinmiş. Affetsin adını da dergiyi da hatırlamıyorum.Fakat çok beğendim.Biz bir kere de anlamıyor olabilir miyiz de tarihi tekerrür ediyor sürekli? Bir kere de anlasak, çözsek, önlem alsak tarih tekerrür edebilir mi? Mesela Ya da ben kaybettiğim kiloları geri alınca ‘Ay tarih tekerrürden ibarettir!’ dersem komik olmaz mı? Olur fena değilmiş kullanayım ben bunu. O zaman içimizi rahatlatmak için kullanıyoruz biz bu deyimi. ‘Aman nasıl olsa tekerrür edecek ne yapsak boş’ durumu. Uğraşmamak , iteklemek belki… Bu deyimden de hiç hoşlaşmıyorum açıkçası. Lütfen kullanmayalım.

Gözden Uzak, Gönülden Irak

Külliyen yalan. Yıllarca gözümden uzak insanları özledim durdum. Ailem uzaktaydı onları özledim. En basit örneği ile. Şimdi yurtdışında ikamet ediyorum. İstanbul’u özlüyorum. Efendime söyleyeyim yine özlediğim arkadaşlarım mevcut. Kim bulmuşsa şunu demek izlemiş. ‘Birini unutmak mı istiyorsun kardeşim gözünden uzak dursun.’ Bunu duyan da inanmak istediğine inanmış almış başını yürümüş deyim. Atalar dedi diye hepsi doğru olacak değil ya.

En Büyük Aşklar Kavgayla Başlar

Sayın atalar gayet laubali bir şekilde küçük atın civcivler de faydalansın demek istiyorum. Benim kavgayla başlayan gördüğüm bütün aşklar genelde kavgalarla sona erdi. Şimdi büyük aşk deyişini ele almak lazım. Büyük aşktan kasıt kavgalı gürültülü ise kabul edilebilinir. Fakat benim bildiğim büyük aşk dillere pelesenk olan yılların yolların ayıramadığı aşk ise kavganın ne işi var bu aşkın başında? Sabah akşam vıdı vıdı kavga et sonra bir sabah kalk ve ‘Aman Allah’ım bu öfkenin yıllarca altında yatan kocaman bir aşk varmış!’ de. Arkadaşım ben izninle senin aklına şaşarım. Başına gelsin de görürsün diyecekler için; Gelmediğini nereden biliyorsunuz, hiç bilmişlik yapmayın efenim.. Aşk huzur işidir kavgaları sonuca bağlamaya çalışmayalım.

Daha hakkında yazacak bir sürü deyim var. Fakat gelin görün ki sayfalara sığmaz. Ama sizi daha fazla abesle iştigal etmek istemem... Hoşçakalın cicim…

1 comment:

eternalsunshine said...

duygulara tercüman olmuşsun :)
kendine müslüman olmak ne demek, hala tam olarak anlamış değilim ahkam kesemiycem ama gözden uzak olanın gönülden ırak olmadığını, büyük aşkların da kavgayla başlamadığını tekerrür etmeyen kendi tarihimden biliyorum. öperim.