Thursday, December 28, 2006

Savaşın ismi ‘İndirim’

Karşıyım. Arkadaşınızı ne seyahatte tanırsınız, ne içki masasında. Tanırsanız indirimde tanırsınız.

Mevsim: Cehennemden kopup gelmiş bir yaz.
Yer: Yurtdışı.
Kişiler: Benim kızlar.
An:Delirme anı.
Katil Olma Potansiyeli Yüksek Kişi: Ben.

Avrupa’nın moda şehrindeyiz. Her genç kızın rüyası indirim günleri henüz başlamış. Charlie’nin çikolata fabrikasına girmiş çocuklar gibi her yere saldırmaktayız. Birinci gün güzel, ikinci iyi. Ama yedinci gün hala alışverişteyseniz ya delirirsiniz, ya da acaba arkadaşlarımdan biri esrarengiz bir şekilde sırra kadem bassa, öteki bana yeter mi diye düşünmeye başlarsınız. Tecrübe ile sabittir. Ama en güzeli aklınızdan ‘Ah şimdi keşke burada olsalardı, beraber alışveriş yapsaydık, şurada yemek yeseydik!’düşüncesi geçmez. Yanınızdadırlar.

Söz konusu indirimse yurdun dışı içi fark etmez. Küresel bir kadın sözü verilmiş gibidir. Özenle dekore edilmiş onca güzel mağaza, kıyafet tepecikleriyle örtülmüştür, sözde zarafetinden ödün vermeyen personel aylarca mağaza içinde ‘Ayşe Hanım’ diye çağırmak zorunda olduğu yakın arkadaşına ‘Ayşe Hanım bir bakar mısınız… Ayşe hanım… Ayşe buraya gel!’ diye bağırmaktadır. Etrafta, annelerinin eteklerinden tutmuş şaşkın çocuklar, bulduğu köşe başına yaslanmış, çanta - kaban taşımaktan yorgun düşmüş, ayakkabıları ve burunlarının ucu gözüken erkekler ve alabildiğine amazon dolaşmaktadır. Günümüzde amazonların asla ağlamamaktan başka indirim günlerinde mağaza yağmalamak gibi görevleri vardır.

Amaçları: Gözlerine kestirdiklere hedefe sinsice ilerlemek, o anda başka biri avlarına yapışırsa geri püskürtmek, yemi kapmak, daha sonra soyunma odasına ulaşmaktır. Soyunma Odasına ulaşan amazon dakikalarca sadece kendini değil diğerlerini ve avlarını da inceler.İsterse, soyunma odasından sorumlu Ayşe Hanım ‘Kabinlerde mal bırakmayalım, lütfen biraz daha hızlı olalım!’ diye bağırıp çağırabilir. Bir amazon bütün bu aşamaları geçmeden hiçbir şey duymaz.

Eğer alanda benim gibi soğukkanlılığınızı korumayı başarıyorsanız, çok eğlenirsiniz.

Bknz. 'Amazonlar ve Sevgilileri'

Bazı amazonlar savaş alınına sevgilileri ile gelirler. Eğer yeni flört etmeye başladılarsa; amazon heyecanla tüm denediklerini koşarak gidip sevgilisine gösterir, sevgilisi de heyecanla denediğinin yakışıp yakışmadığı hakkında yorumlarda bulunur. Beraber anlamsızca kıkırdarlar. Eğer bir süredir beraberlerse; amazon yine heyecanla gelir, sevgilisi amazonuna üstünkörü bir bakar, kafa sallar, aklı büyük bir ihtimalle o an oynanan maçtadır. Eğer uzatmaları oynuyorlarsa; amazon kararsız kalıp herhangi bir kıyafetle gelir, sevgilisi ona değil yanda mini etek deneyen başka bir amazona bakmaktadır.Eğer evlilerse; mağazanın en kıdemli erkeği soyunma odasının dışındaki koltuklarda oturmakta ve acıklı gözlerle diğer erkekleri incelemektedir. Eşi amazon da kıyafetleri deneyip çıkınca, beraberce kasa kuyruğuna yönelirler.Evlilik bu nedenle kutsaldır. ‘Yaşa gör’dür.

Sonuç olarak bir amazon, sevgilisi varsa ayrılmadan, kocası varsa koltukla bütünleşmeden, yalnızsa yara almadan, mağazadan sağ çıkarsa, daha önce aldığı hiçbir zaferin önemi kalmaz. Artık o da, her savaş galibi gibi sahip olduğunu yönetme sorunu ile karşı karşıya gelir.Bu sorun da; ‘Hangisini önce giysem?’dir.

No comments: