Biliyor
musun? Dedi.
Ben,
bir avuçta yaşıyorum.
Onu
tanımıyorum.. Otururken geldi, omzuma tırmanmış..
Kafamı
çevirip gözümün ucuyla baktım, cılız esmer uzun saçlı küçük bir kız..
Yavaşça
avcuma aldım.
Yüzüme
yaklaştırdım.
'Sen
de kimsin?' dedim… Umursamadı, ellerini havaya doğru açtı, el de el olsa, zarar
verecek diye korkar insan…
Bağırdı..
‘Açılınca gündüz oluyor, kapanınca gece. Arada parmaklarını içeri doğru
büküyor, öyle zamanlarda oluşan çukurda zıplayıp dışarıya bakma fırsatım
oluyor!’
O sırada
nefes almama bile dikkat ediyordum.
Sonra
iri gözlerini açıp, gözlerini bana dikti. ‘Ve komik olan ne biliyor musun,
dedi. Başkasının elini tutsarsa ölürüm ben... !
Şaşkınlık
içindeyim, avuçta yaşayan bir kız, omzuma kadar nasıl geldi... Güleceğim, gülemiyorum da..
Yine
de kendimi tutamadım birşeyler söyleyesim geldi.
‘Öyle
olmasına gerek yok!' dedim ciddiyetle... 'Başkasının elini tutmasını bırak, alkışlarsa da sonun
kötü!’
Avcumun
içinde yürürken birden durdu, döndü bana baktı.
'Öyle
mi dersin, daha mı az acı verir?'
'Bilmem? ' dedim.. Neşesini yerini getirmek
için... 'En azından ani olur!'
Sanırım
moral vermekte kötüyüm ben. Arkasını dönüp oturdu. Kafasını kaşıdı.
Sonra
kalkıp neşeyle zıpladı. 'Evet, alkışlarsa evet daha az acı çekerim...!'
Sanki
ikinci seçenek daha müthişmiş gibi rahatladık ikimiz de...
'İyi
de..' dedim.. 'Neden bir avuç içerisinde yaşıyorsun? Ceviz kız mı.. ?’
Romanın
adını da hatırlayamadığım örnekleyemedim de durumunu...
‘Bir
kibrit kutusu da olur, ne bileyim.. ?’ Deyiverdim.
'Ben
bir avuçiçi kızıyım!' dedi. 'Benim yurdum yok!'
İnsan bu kadar minik birşeyi ciddiye alıp almamak konusunda kararsız kalıyor... Fakat hava sıcak, yorgunum da... Minik bir aşıkla mı uğraşacağım gece gece...?'
Hangi
avuç bu? Deyiverdim.. 'Bırakayım seni evine...!'
'Onun
için geldim ben de. Zaten düştüm.. Beni eve götür..!'
'İyi
de dedim... Burası ev, benim evim nasıl düştün?
‘Saçlarından
düştüm ben tamam mı?’ Beni eve götür.
Ağlamaya
başladı...
Baştan
beri anlamadığımı o an anladım.
Evi
biliyorum... Avucu da...
Tutup
götürdüm.. Detaylar, detaylar... Götürdüm işte evine...
Yolda
benimle hiç konuşmadı...
Ben
de o avucun sahibiyle konuşmadım bir daha..
No comments:
Post a Comment