Thursday, June 21, 2007

Kuzey Irak ve Hamlet

‘Olmak ya da olmamak…’ der Hamlet.. ‘…İşte bütün mesele bu!’. Shakespare’in ölümsüz eserlerinden biridir, herkes tarafından da söylenir durur. Kimi zaman ‘Shakespeare’i de biliriz gerekirse kullanırız!’ diye, kimi zaman sohbetlerde konular tükenince. Türkiye’nin Kuzey Irak’a girişi de işte böylesine Hamletimsi. ‘Girmek ya da girmemek!’ işte tüm mesele bu.

Gözlerimiz dolu dolu şehitlerimizi, mehmetçiklerimizi yolcu ediyoruz günlerdir. Bir değil, iki değil. Yıllardır her akşam haberinde gözlerimiz şehit babalarında ‘Bir oğlum daha var o da memlekete feda olsun!’ diyen. O memleket ki karnını aç bırakmış kimi zaman, o memleket ki hastahane koridorlarında sıra bekletmiş, köyüne yol götürememiş. Ama öylesine aşkla dolduran insanı, işte öyle bir tutkuyla sevilen.O baba bir evlat feda etmiş, isteseler belki de bir başkasını.

Popülizm önümde ben peşinde değilim.Oldum olası da hiç sevmem. Sadece üzülüyorum, ve üzülen herkes gibi düşünüyorum, konuşuyorum.

Ben çocuktum Mehmetçikler geçerdi ekrandan kırmızı al yıldızlı bayrağımıza sarılmış, ben büyüdüm mehmetçikler geçiyor hala..Ya ben yaşlandığımda? Bitecek mi?

Bugünlerde bir tartışmadır sürüyor. Kuzey Irak’a girmeli mi girmemeli mi? Ordu onay bekliyor, devletin eli kafasında düşünüyor, mehmetçikler geçiyor yine sıra sıra al yıldızlı tabutlarla… 'Gireceğiz Amerika karışmasın!' deniyor, ültimatomlar veriliyor, nutuklar çekiliyor 'Kimse bizi tutmansın!' diye haykırılıyor, Kuzey Irak konuşuyor da konuşuyor, mehmetcikler geçiyor yine sıra sıra al yıldızlı tabutlarla…

Çocukları biliriz…Tüm yaramazlıklarını sonlandırdıkları tek an anne veya babalarının onları karşılarına alıp parmak salladıkları dakikalardır. O sırada dudak büküp dinlerler, en masum hallerini takınırlar, gözleri dolar. Korkarlar yahu korkarlar.

Peki bu nasıl bir durumdur ki Dünya’nın en güçlü ordularından birine sahip olan bir ülkenin askerleri Kuzey Irak’a gireceğiz derken, gözünü karartmış her zamandan daha çok hazırken; PKK hala ısrarla canımızı yakabiliyor? Neye güveniyor? İşin içinde art niyet aramamak imkansız. Kafamda düşünceler… Bize tuzak mı kuruluyor?

Aslında tüm bu kargaşanın içinde birileri Kuzey Irak’a girmemizi, dipsiz kuyuya düşmemizi mi istiyor? ‘Hayır!’ derken aslında herkesten çok mu istiyorlar girmemizi.Bu nedenle mi acıtıyorlar yüreğimizi daha çok.. Bu nedenle mi içimizi öfke ile dolduruyorlar, susmuyorlar? Bu yüzden midir devlet bir türlü izin veremiyor Kuzey Irak’a girişi.. Geleceğe mi güvenemiyor? Nedir süren tüm bu oyun, nedenlerin altında yatan nedenler… Girmek ya da girmemek… Tıpkı Hamlet’te dönen tüm entrikalar gibi… Bitmeyen bir oyun, bir bulmaca…

Kafamda sorular.. Aklımda düşünceler… Ve Mehmetçikler geçiyor yine sıra sıra al yıldızlı tabutlarla..

No comments: