Wednesday, May 9, 2007

Sarko Uyur, Blogcu Uyumaz!

Gün geçmiyor ki Dünya dengeleri ve politika hakkında yeni haber almayayım.Fransa’nın pek bir olaylı başa gelen ve hemen hemen bizimle aynı dönemlerde seçim süreci işleyen namıdiğer taze cumhurbaşkanı Sarkozy çiçeği burnundan düşürmeyerek Malta’ya tatile gitti.Seçilmesi kadar iki günlük tatili bile olay olan Sarko, yakın arkadaşından ödünç aldığı yatıyla koylarda salına dursun çayımızı alıp dedikodumuzu yapalım.

Hatırlarız, bundan iki sene önce Fransa’daki göçmenler ayaklandı.Göçmen terimini pek doğru bulmuyorum keza zamanında ‘Sömürülmüş ve daha sonraları Fransızların burun kıvırttıkları işleri yapmaya niyetlenen umutlu bir grup’ tanımlaması daha doğru olur.Tek suçları ise atalarının Fransız olmaması.Üstelik bu de yetmiyormuş gibi tüm kuzey Afrika göçmenleri ‘beurre’ terimiyle anılıyor.Bu duruma biz de dahiliz; yani oradaki Türk göçmenler.Meali ‘Tereyağ’.Pek çok endüstriyel ülkede bu tartışma mevcut.Önce yerleşiyorlar, sonra da çok çocuklu bir politika izlediklerinden sinir bozmaya başlıyorlar.Suç oranı artıyor, iş alanları kapılıyor, devletler aniden duruma ayıyor ve alıyor gidiyor bir milliyetçilik bir ırkçılık durumu. Tahmin edilemez mi işlerin böyle olacağı? Edilir de o zaman bu durumdan kim çıkar sağlayacak? Devreye politika giriyor. Sarkozy ise bu iş için biçilmiş kaftan. Öylesine bir zat-ı muhterem ki ayaklanmalar sırasında iç işleri bakanı olarak başrolde oynamış, söylenmedik söz, argo, deyim bırakmakmış, bu sayede Fransızlardan alkış almıştır.Bakmayın Sarko’nun görünümüne aslen göçmen bir ailenin karışık kökleriyle bezenmiş bir arkadaş.Ata, ata Fransız değil yani, buram buram 'Dediğim dedik, astığım astık' bir karakter kendisi. Olayların patlak verişi tamamen laiklik kavgası olarak algılansa da o da daha derin.Laiklik tartışması bizim hükümet tarafından cımbızla alınıp çekildi ama arkası var.Ayaklanma, biriken tansiyon, polisten kaçan iki gencin elektrik trafosu akımın kapılarak can verişiyle ivme kazandı.Sonra da aldı başını gitti.Keza Sarkozy güvenlik önlemlerini arttırmak isterken muhalefet, ayaklanmayı sosyal ve entegrasyondan sorumlu örgüt ve derneklerin fonunun kısıtlanmasına bağlıyordu.Kısaca aslında Sarkozy korkuyordu, göçmeler daha çok korkuyordu.Sarkozy ülkede hızla güçlenen islami hareketin ve finansmanın önüne geçmek istiyor, göçmenler buradaki yansımadan ırkçı sinyaller alıyordu.Kısaca ben bu durumu böyle anladım, anlamadıysam da şaşırmam.Keza Dünya karışık.

Fakat çıkardığım sonuç şu; Dünya ikiye bölünmüş durumda.Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar ve ne yazık ki tek gerçek bu.Bu yüzden Türkiye’nin geçirdiği laiklik kavgası pek işlerine gelmiyor.Bu sebeple durup durup laiklik tartışmalarına öyle ya da böyle burun sokuyorlar.Çünkü kendileriyle çelişmek istemiyorlar.Çizilen Müslüman tablosu gerici ve ürkütücü.Peki bu tabloyla çelişen tek ülke hangisi? Tabii Türkiye.Bu durumda kasıtlı olarak Türkiye’ye çemkirmek, sinir olmak bir nevi moda akımı.Peki başrolde yine kim var? Canım, Sarko!

Zamanında cumhurbaşkanlığına seçilmiş tüm Fransız politikacılar gibi değişir mi değişmez mi bilmem.Sarkozy yükselen bu popüler tavra ilaç gibi gelerek seçilmeyi başarmış ve daha sonra ipleri salacak olabilir.Kısaca küçük bir çelme, bir oyun kurmuş olması muhtemel.İşin içinde olmayan ülke de yok belki de Amerika.Fakat Konu öyle ya da böyle özeti çıkarılacak gibi değil.Son gelişmeleri esas alırsak, daha ilk hafta ile gözüme takılan iki detaydan bahsedebilirim ve kapatabilirim şimdilik bu defteri.Birincisi Fransa’nın ikinci dünya savaşından çıkışını kutladığı günde tatile gitmesi, ikincisinde cumhurbaşkanlığı zaferini faudel eşliğinde konserle kutlaması. Meraklısına not: Faudel magripli bir arkadaşımızdır ve şenlikte sahne almıştır. Şimdi benim mi kafam karışık? Sarko’nun mu? Faudel’in mi? Çıldıracağım.

3 comments:

turuncu said...

faudel bu yaptığı hainliği nasıl açıklıyor?ona diğer göçmenlerden nasıl tepkiler geldi?dışlanmadı mı?bunu nasıl yaptı aklım almıyor.onur nerde kaldı?fransa medyasından takibeden varsa aydınlatabilir mi beni?

Merve said...

selam turuncu..

commentini geç gördüm.. artık kimin eli kimin cebinde belli değil.. ama eğer tepki merak ediyorsan Jamel Debbouze (fransanın cem yılmaz'ı diyebiliriz...) cannes film festivalinin kapanış konuşmasında sakozye sataştı ve salonda kendisini destekleyenler oldu... kendisi de göçmen bir ailenin ferdidir.. belki amelie filmini izlediysen manav çırağı rolünden tanıyabilirsin.. yani tepki dersen var.. ama ne işe yarıyor işte orası belli değil...

turuncu said...

merhaba merve
evet jamel i tanıyorum.çok da sevilen biri.gad elmaleh le videolarını gordum youtube da.