Friday, February 16, 2007

Kalem Tutulması

Güneş nasıl tutulursa kalem de öyle tutulur.Dünya ve güneşin arasına nasıl ay girerse ve güneş ışığını yayamazsa bazen kalem ve satırlar arasına öyle düşünceler girer ki kalem tutulması yaşanılır.Yazmayı sevenler bilirler veya belki bir tek benim başıma geliyordur kim bilir.Benim kalemim kafa karışıklığımdan tutuldu.

Asla kırılmayacak bir kısır döngü gibi gözüküyor.Harekete geçenler ve eleştirenlerin döngüsü.Konu her ne olursa olsun çok hızlı bölünüyoruz.İşin aslı birbirimize güvenemiyor saygı gösteremiyoruz.Yıllardır yabancılara anlatmaya çalıştığım hoşgörülü, sevecen ülkem; savunmazsız, ruhunda güvercin tedirginliği yaşayan bir yazarın öldürülüşünü engelleyemiyor ve ben tüm anlattıklarımla çelişiyorum.Cinayetin kim tarafından azmettirildiği her zaman bir soru işareti olarak kalacak olsa da, aslında ortak bir acı paylaştığımızın farkında değiliz.Kelimelere kurşun sıkılıyor.Acı olan ise düşüncelerinin anlaşılamaması.Fakat sebep her ne olursa olsun kim düşüncelerini dile getirmekten dolayı öldürülmeyi hak ediyor? Sustuğumuz sürece mi yaşamayı başaracağız? Acı acı gülümsüyorum.Bir gün benim de çocuklarım, benim de arkadaşlarım, düşüncelerini yutmak zorunda kaldıkları bir ülkede mi yaşayacaklar? Bunu kim değiştirecek? Uzlaştırmacı olmak yerine bir safa ait olmak mı zorunda kalacaklar? Çatışacaklar mı hep, kavga mı edecekler?

Cinayetten sonra cenazede yürüyen herkes eleştirildi.Cenazede yürüyenler kalemleri susturan karanlığa karşı yürüyordu oysa ki. Bazısına göre ortak acı konuşamamak, düşündüğünü söyleyememek, bazısına göre savunmasız olanı öldürmek bazısına göre ise çok farklı bir sebepti.Ama herkes ortak bir sloganın altında acısını haykırıyordu.Biz birbirimizi hep yanlış mı anlayacağız? Yarın kaybettiğimiz şehitlerimizi anmak için toplanacağız, yarın bizi acıtan, bizim bütünlüğümüzü bozanları protesto için toplanacağız dense hangimiz katılmayız? Hepimiz tek yürek oluruz, hepimiz.Ama ne yazık ki bir kısmımız yine harekete geçerken başka bir kısım onları eleştiriyor olacak.Hepimiz ülkemiz için en iyisini istediğimiz için bir taraf tutmuyor muyuz? Madem ortak bir amacımız var bu uğurda neden birbirimize köstek oluyoruz? Çok sesliliğin tüm sorunları aşmak için bir avantaj olduğunu bilsek.Her kanaldan beslenmeyi öğrensek.Değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu anlasak.Yıllar sonra geriye bakıldığında pişman olunacak devirler yaşamasak artık.Ben değil biz olsak. İflah olmaz bir optimist olmaktan öte bunun olabileceğine olan inancımla yazıyorum.Birbirimizin düşünceleri ile barıştığımız sürece biz olacağız.Böylece kalemlerimiz, düşüncelerimiz tutulmayacak.Gölgeler arasında yaşamayacağız.Sorunun kendisi olmaktan çıkıp sorunu işaret edeceğiz.

1 comment:

www.yicit.com said...

http://yicit.blogspot.com/2007/02/sn-d-lar.html