Sunday, December 10, 2006

Ayşegül Bizi Discoya Götür..

Ayşegül serilerini almaya gidişimi hatırlıyorum. Büyük bir karton kutunun içinden çıkan Ayşegül orda burada şuradalardan kitapçı hangisini okumadığımı soruyor, ben hepsini okuduğumu yenisinin gelip gelmediğini gözlerim kocaman açılmış hafif bir heyecan biraz boynu büküklükle soruyordum.Nedense yeni kitap sonradan bir yerden çıkıyor, ben de alıp o kocaman kitabı bağrıma basıyordum.

Hayat benim için bir Ayşegül serisiydi.

Ayşegül çok güzeldi. Yanında hep kedileri köpekleri, yaptığı kurabiyeleri vardı. Üstün mantık teknolojisiyle her soruna bir çözüm getirir, farklı tekniklerle her sorunun üstesinden gelirdi. Şimdi fark ediyorum da Ayşegül ne yaptığı kurabiyeyi yakmış, ne baktığı çocuğu düşürmüş ne kedisinin suyunu unutmuş.Meğerse Ayşegül daha alfabeyi sayamayan beni aylarca komplekse sokmuş.Her hafta Ayşegül sevgisiyle değil bakalım bu hafta ben daha ikiyle ikiyi çarpamazken Ayşegül neler yapmış demeye koşmuş olabilir miyim kitapçıya diye düşünüyorum.

Serilerini hatırlamak için biraz arandım. Ayşegül de neden bizimle birlikte büyümedi diye düşündüm bir an.Ayşegül neden tez yazmıyor, Ayşegül neden aşık olup zor durumda kalmıyor, Ayşegül neden rejim yapmıyor.

Sonra aklıma Ayşegül’ün dramı geldi. Ya Ayşegül biz küçükken bizi tufaya getirmiş orda burada kurabiye yapmış, çocuk bakmış kedisiyle köpeğiyle büyümüş sonra hemencicik evlendirmişlerse Ayşegül’ü?. Ayşegül bizi komplekse sokup sokup sonraları evlenip koca dayağı yiyince bir daha ortalara çıkamamış olabilir mi?

Kim umursar tek gözü mor elinde kekiyle. İdollük kaldı mı Ayşegül?

Sonra şunu düşündüm.Biz sakin sakin Ayşegül okurken karşı cins ne yapıyordu? Red Kitler, Süpermenler okuyorlardı tabii. Biz en cici elbiseleri giyip ona buna nasıl yaranacağımızı düşünürken karşı cins Dünya’yı kurtarıyordu. Kimsenin aklına gelmedi tabii görev paylaşımının nasıl yapıldığı. Biz bütün kızlar saçımızı toplamaya Ayşegüller olmaya çalışırken adamlar birilerini vuruyor kasabanın en güzel kızını tek kaş altı bakışla yere seriyorlardı.

Bu adamlar böyle kaldı tabii. Merkez olduklarına inanarak. Kızlar da kurabiyeyi çok iyi yapar oldu. Hepimize biçilmiş roller var. Bilinçaltımıza ince ince işlenmiş.Şanslı olanlarımız bu duruma ayıp isyan etmiş. Şansızlarımız hala kurabiye için margarin arıyor.

Bize yapılan haksızlık.Kızlar kurabiyeyle yaranmaya erkekler savaşmaya mecbur değil. Bundan sonra rolleri eşit dağıtın yoksa ortalığı fena karıştırıciym.

No comments: