
Türkiye’de bir stildir yıllardır süregelir.Şarkı yavaşsa sevgili için ölünür veya sevgili ölmelidir.Neşeliyse terk eden çatlatılır ya da taktım koluma yeni sevgilimi hey de hey şeklinde ilerler.Ne yazık ki hayatla dalga geçilmez, ya bir harap olma hali ya da sürekli bir tabiri caizse şappi halidir.Bu bizim ülkece biraz arabesk oluşumuzdan kaynaklanabilir.Çünkü aşklarımızı da diğer her şey gibi normalin ötesinde yaşamaktayız.Duygu insanları mıyız neyiz, sürekli kendimize zarar vermekteyiz. Ya sevgimizden ölmekteyiz olmadı öldürürcesine sevmekteyiz. Nil bu açıdan büyük bir eksikliği tamamlamaktadır.Duruma daha hümanist daha ‘gelir geçer bunlar moralini bozma!’ kıvamında yaklaşmaktadır.Yani aşkından ölürken bile hayatla dalga geçmektedir.Ya da eğlenirken ağlamaktadır.Yani müzik piyasasını tüm bu prototipleştirmeden ve tekdüzelikten çıkarmaktadır.Bu yüzden takdir edilesidir.Çünkü tüm o şarkıların altında bir karakter yatmaktadır ve kanımca her farklı ses gibi - şiir yazmayı sevmeyen, tüm kinini perde arkasına itip sevmeye çalışsa da başaramayan, kötü şiir üstadı blogçudan - bir armağanı hak etmektedir.
Gelecek günler bizi bekler.
Belki Nil bu duruma yeni bir şarkı ekler.
Onu bir gün elbet erkekler de dinler.
Çok havaya girmesin yemesin ekler.
No comments:
Post a Comment