Akış hali yani ‘Flow State’ günümüzde kişisel gelişimde kendinden oldukça fazla bahsettiren bir ruh hali.
Kişisel gelişim kitapları yazarlarından ve çevrenizdekilerden oldukça fazla duyduğunuz bu akışta kalma meselesi aslında fenalıkla yanlış bilinen bir kavram.
Akışta kalmak, ne yazık ki en çok hayatına dair karar almaktan kaçınan, yol ayrımlarında bulunan, moralsiz , çapkın ya da tamamen maceracı arkadaşlarımızdan duyduğumuz bir kavramdır. Ve doğru kullanılmamaktadır. Daha acısı ise bu arkadaşlarımız ve çevremizdeki akışçılığı savunan arkadaşlarınmız akışta kaldıklarını ya da akışı öğrettiklerini zannetmektedirler.
‘Birşeye takılmıyorum!’, ‘Hayat bana ne getiriyorsa yaşıyorum!’, ‘Her gün biriyle birlikteyim!’, ‘Çocuklar nereye akıyoruz? ... Hayır! Siz akışta değilsiniz. Siz sadece önünüze serilen bütün alternatifleri değerlendiriyorsunuz. Üzgünüm fakat hepsi bu kadar.
Gelgelelim akışa! Tabiri cazise Akış 101 konusuna girmeden önce bahsetmek istediğim bir husus var. Bu da insan zihniyle ilgili. Zihnini kullanmayı tercih etmeyen insanoğlu tarihler boyunca kalbiyle, hisleriyle hareket etmiş, tembel olmuştur. Ve bu duruma ‘Kaderci olmak!’ demiştir. Buna hep birlikte katılıyorsak ilerliyorum. Aramızdan kayıp verdiysek kalanlarla devam ediyorum.
Modern çağda ‘Kader’ diye bahsettiğimiz ve sığındığımız, kendimizi sere serpe kollarına bıraktığımız kavramın adı şimdilerde eskimiş ve adı teslimiyet üzeri ‘Akışta kalmak!’ olmuştur.
Kader herşeyi yaptıktan sonra, elden gelmeyen durumlar için kabul edilebilir bir kavramdır. İnsanın herşeye kader diyerek yaşaması kendi adına bir hakaret! İnsan bunu kendine binlerce yıldır yapmaktadır. Ve yapmamalıdır!
Halbuki akış bir şey yapmamak değil, tam aksine bir şeyi yapmaktır!
Akışta kaldığımı nasıl hissederim?
Akışta kaldığınız zaman akışta kaldığınızı bile farketmezsiniz.
Akışta kalındığında ego kaybolur, kişi yaptığı aktivitenin heyecanına kapılır, konsatrasyonu çok çalışır ve zamanın nasıl geçtiğini farketmez. Usta piyanistler, sanatçılar, müzisyenler, sporcular ve işini sevgiyle yapan herkes ‘Flow State’ akışta kalma tecrübesini deneyimlemiştir. Zaman, mekan, etraftaki kişiler, duygular kaybolur. Kişi sadece zihnini ve bu sürüklenmeyi yaşar. İşte bu gerçek akıştır.
O halde mutlu olmak için akışta kalmak ne demektir? Dürüst olalım. İnsan bu Dünya’ya kendini türlü türlü gerçekleştirme sihirleriyle gelmiş ve bu mucizeleri açığa çıkarmak üzerine düşünmesi gereken bir canlı türüdür. Kişinin gerçek anlamda hiçbir işle uğraşmaması ve bir amacı olmaması beraberinde sadece depresyonu getirir. Ben hiçbir şey yapmadan akışta kalmak istiyorum derseniz de size iyi ya da kötü uğrayan hiçbir duyguya kapılmadan kendi ‘State of Consciousness’ ınızı yani kendi mindfullness bilincinizi oluşturmanız gerekir ki, insanoğlu buraya kendini gerçekleştirmeye gelmiş bir canlıdır, sadece kimyasına ve akıntıya ters hareket etmiş olur. Daha gerçekçi olan senaryoyu olanı seçin.
Fakat eğer bu depresif bilinci izlemek ve takılmak isterseniz, size iyi şanslar dilerim.
Ama kendinize bir amaç belirleyip ilerleyecekseniz gerçek mutluluğu en kısa zamanda yakalayacağınıza garanti verebilirim. Hem de süresiz garanti !
Selam ve sevgilerimle.